Aşçı, Hırsız, Karısı ve Aşığı - Peter GREENAWAY

Mehmet Sindel - Wednesday, July 24, 2024
Image

Aşçı, Hırsız, Karısı ve Aşığı

Mutfak bir taraftan da cehennemi bir fabrika gibidir. Ölü hayvanlar, zebanivari çıplak bedenler, detone bir ilahi…

Kırmızı salonun, yani tüketimin karşısına koyduğu mutfak, yani üretim süreci, ki buna sanatsal üretim süreci de dahil, kesinlikle kutsanmaz.

Onda da karanlık ve cehennemi bir yan var.

Filmin sağlam Marksist bir okuması vardır.

Üretimin ve tüketimin bu kadar yabancılaştığı, proleteryanın bu kadar yabancılaştırıldığı bir mekanda saflık, temizlik ve iyiliğin gerçek anlamda varolmasının ve sanatçının bağımsızlığının da imkansızlığı üzerine bir anlatıdır.

Mülkiyetin abartılı bir fetişe dönüştüğü kurmaca bir dünyanın alegorisi içinde, "şey" lerin kullanım değeri ile değişim değeri arasındaki farklar yüzünden karakterlerin davranış biçimleri film boyunca değişir.

Üretimin yapıldığı mekanlardan tüketimin yapıldığı mekanlara geçişler renk ve ışık değişimleriyle verilir.

Peter Greenaway, kontrastı yüksek renkleri kokuşmuşluğun ve iğrençliğin normalleştildiği bir düzende salt gerçekliği seyircinin yüzüne çarpmak için gözümüze sokar.

Son kertede Albert karakteri; faşist bir mülk sahibi olarak iktidarı temsil ederken, karısının aşığı toplumun muhalif kesimini temsil eder.

Albert, karısının aşığı olduğunu öğrenmeden önce de adamı sürekli taciz eden ve lokantasında kitap okumaması gerektiğini söyleyen biridir.

Aydınlanmaya karşı gösterilen bir mukavemettir aslında bu tepki.

Georgina ise baskı altında acizleştirilen biri olarak kendisini özgür ve değerli hissettiren aşığına gitmektedir her fırsatta.

Sömürü düzeninden korkan halkın çırpınış alametidir bu.

Üretimden sorumlu aşçı, tabiri yerindeyse kendi çöplüğünde mülk sahibine bile taviz vermeyen biridir ve işçi sınıfını temsil etmektedir.

Muhalif kesimin kanla susturulduğu sırada kendi lokantasına bir davetle çağrılan Albert, çalışanlarının bir diğer deyişle halkının devrim yaptığından habersiz olarak icabet etmektedir mülküne.

Filmin son sahnesinde baskıyla susturduğu anarşist sesin kendi önüne getirilmesiyle varoluşunun kaçınılmaz sonunu yaşayacaktır.

Albert ne yaparsa yapsın Richard'ı kovamaz.

Çünkü üretim alanına ait değildir.

Çünkü eğer Richard yani üretim olmazsa tüketime devam edemez.

Bu çelişki kaçınılmaz olarak kapitalin sonunu hazırlayacaktır.

Marksist ekonomik teori...

Halk, İşçilerini yiyip tüketen kapitali, yani yamyamı kendi silahıyla vurur.